Page 130 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 130
Tasavvuf Sohbetleri 5 125
Alaeddin Attar Hazretleri sekerat-ı mevt ölüm hastalığında iken
müritleri:
— Ne tavsiye edersiniz bize, demişler.
O da demiş ki:
— Havace Hazretleri (şeyh efendisi) bize taklit emretti, biz hâlâ
taklit üzerindeyiz. Ben de size taklidi emrediyorum, taklidi tavsiye
ediyorum, demiş.
Öyleyse bu da Salih Baba’nın bir emri:
Âteş-i aşkınla yandır Salih'i
Şarâb-ı lebinle kandır Salih'i
Taklîd'den tahkîke döndür Salih'i
Afv eyle hizmette noksanımız var.
Evet, Ubeydullah Ahrar Hazretleri gitmiş, Yakub-u Çerhî Haz-
retleri’ni bulmuş. Onu gördüğü zaman:
— Geldin mi Ubeydullah?
Sanki daha evvelce tanıyormuş da biliyormuş da:
— Geldim Efendim.
— Niye bu kadar geç kaldın?
Elini uzatmış:
— Şunu tut bakalım, demiş.
Demiş ki: “Tut şu elimden.” Nakşibendi Efendimiz buyurdu ki:
“Senin elinden tutan benim elimden tutar. Sana biat eden bana biat
eder. Senin kabulün benim kabulüm. Senin reddettiğini ben de
reddedeceğim.” O ahit, tasavvuf, burada tazeleniyor.
O da çekinmiş elinden tutmamış. Bakmış ki ben bu yüzü sev-
medim, rabıta edemem demiş. Yüzünde alacalık, siyah beyaz be-
nekler varmış. O tabii bunu fark edince elini çekiyor.
— Sen bu yüzü sevmedin mi? Şu yüze bak, diyor.
Böyle yüzünden bir perde kaldırır gibi yapıyor. Ubeydullah Ah-
rar Hazretleri ona dayanamıyor, bayılıyor. Ayıldıktan sonra eline
yapışıyor, tutuyor. İşte onu hemen irşat ediyor.