Page 132 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 132

Tasavvuf Sohbetleri 5                                   127

                 Görün Salih bî-hemtâyı gezerken kûhı sahrayı
                 Gönül buldu dilârâyı bu gavgâyı n'eder yâ Hû
            İnsanın gönlünde muhabbet olmazsa zaten şuğul-u bâtın olmaz.
          Şuğul-u bâtın nedir? Bir muhabbeti var, istiyor ki bu muhabbeti ile
          beraber olsun. Ama maddi şuğullar ne yapıyor? Onu engelliyor.

            Bu maddi şuğulların da zarurî ve keyfî olanı var. Salikte olan
          şuğul-u bâtıni zarurîdir, keyfî değildir.
            Bir de kabız hali, basıt hali vardır. O da bir ayrı hâldir, müritte
          tecelli eder ama esasen şuğul-u bâtın şudur ki;
                 Ne bir zevk ü halâvet var ne bir zikr ü ibâdet var
                 Ne bir an istirahat var bu esrarı nemî-dânem
            Şuğul-u bâtına tutulduysan, “Ne bir zevk ü halâvet” hiçbir şey-
          den zevk alamıyor. Zikir, ibadet ondan da zevk alamıyor.

                 …ne bir zikr ü ibadet var
            Derken ibadet yapmıyor değil, yapıyor ama ondan da zevk ala-
          mıyor. Çok çetinlik güçlük karşısında yapıyor.
            İnsanlar  sevmiş  olduğu  bir  şeyi  giyerlerse,  ona  zevk  verir.
          Sevmiş olduğunu yerlerse, ondan tat alır. Sevmemiş olduğu elbise-
          yi ona giydirseler azap olur. Sevmemiş olduğu bir şeyi ona zorla
          yedirseler ne olur? Yine azap olur.
            İnsan da bir de şuğulla yapılan amelde bir çetinlik olur. Ama o
          çetinlik karşısında o ameli işlerse, şuğulunu atmaya çalışırsa, orada
          terakkisi vardır. Şuğulu bâtın ile de terakki ediyor.
            Aynısı cezbe ile de gider, nasıl gidiyorsa, ne kadar yol alıyorsa,
          nasıl alıyorsa şuğulu bâtın ile de aynı yol alır.
            Ama  o  çetinlik  karşısında  gerekli  hareketini  yapacak  şuğulu
          bâtında yapmış olduğu zikirden, fikirden geri durmayacak.
            Hani diyorlar ki, ders yaparken bir ağırlık geliyor, yapamıyor.
          Uyku geliyor veya ağırlık geliyor yapamıyor. Yap kardeşim, işte
          şuğul-u  bâtın  işte  budur,  ona  direneceksin,  cihadını  yapacaksın,
          oradan  geçeceksin,  onu  atlatacaksın,  atacaksın.  Hem  de  atlasın,
          atlamasın o önemli değil.
   127   128   129   130   131   132   133   134   135   136   137