Page 277 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 277

Gülden Bülbüllere

            Dedemin  amcası  Hasan  Efendi,  babasının  zamanında  köyden
          ayrılıp bırakıp gidememiş. Babası vefat edince gurbete, İstanbul’a
          gitmiş.  İstanbul’da  Sultan  Hamit’in  kayıkçısı  olmuş.  Orada  hayli
          bir para kazanmış. Ev almış, yer almış, zengin olmuş.
            Fakat  dedem  on  altı  yaşına  girdiğinde  amcası  gelmiş  köydeki
          yerlerini satmış.  O zaman dede mahrumu varmış. Dede mahrumu
          olunca  dedeme  mal  kalmıyor.  Dedesinin  malı  amcasına  kalıyor.
          Yine Hasan Efendi gelmiş vereceğini vermiş, geri kalanını satmış
          koymuş gitmiş.
            O  zaman  dedem  de  on  altı  yaşındaymış  onu evlendirmiş.  De-
          demin de ilk çocuğu babam olduğu için şimdi bilmeyenler bu bu-
          nun babası, bu bunun oğlu diyemezlermiş. Dedemin üç aileden on
          üç tane oğlan-kız çocuğu olmuş. İlk ailesinden dört kız, üç oğlan
          olmuş, en büyüğü babamdır.
            Şimdi Piri Sami Hazretlerinin iki taraftan icazeti varmış. İstan-
          bul’da bir fakülte bitirmiş. Rüştiye Mekteplerinde muallimlik, öğ-
          retmenlik  yapmak  için  elinde  diploması  varmış.  Bir  de  medrese
          hocalığı yapmak için icazeti varmış. İki diploması varmış.
            Bizim köyün de çok muazzam, camiye vakıf, gitgel arazi, sulu
          otuz  altı  sonarlık  bir  arazisi  varmış.  Kim  imam  olursa  o  araziyi
          ekiyor,  ektiriyor,  icara  veriyor,  işte  onu  yiyor.  Camiye,  imama
          ücret vermiyorlar. Bir de caminin büyük bir bağı var. Öyle ceviz
          ağaçları var ki bir tanesinden kırk altı teneke ceviz toplanıyor. O
          köyün Hacı Muttullah isminde bir ağası varmış, camiyi o yaptır-
          mış.  Daha  evvelce  Hicaz’dan  veya  Mekke’den  gelmiş  olan  Mu-
          hammed Efendi ve Ahmet Efendi diye iki kardeş bu köye gelmiş,
          ilk kazmayı vuran onlar olmuş. Fakat onlar arazilerinin bir kısmını
          imamlığa vakfetmiş, bir kısmını hatipliğe vakfetmiş. Ondan sonra
          Hatip kalkmış, hepsi imamlığa verilmiş. İmam olan araziyi ekiyor,
          biçiyor, yiyor veya icara veriyor.
            Piri  Sami  Hazretleri  oraya  imamlığa  gitmiş.  Orada  iki  sene
          imamlık etmiş. İki sene içerisinde dedemi okutmuş, çok seviyor-
          muş. Dedem çok zeki, çalışkanmış. Birkaç tane talebeleri varmış.
          Orada  köyün  ağası  ile  geçinememişler.  Köyün  ağası  çok  dikta
          adammış. İmamları hep emri altına alıyormuş.  Piri Sami Hazretleri
   272   273   274   275   276   277   278   279   280   281   282