Page 311 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 311
Gülden Bülbüllere
Fakat görünüşü zahirde bildiğimiz bir görünüş değil. Bütün vücudu
değil yalnız omuzdan yukarısı görünüyor ama o mübarek azametli
sakallarının her bir telinden hâsıl olan ziyâ ayın, güneşin ışığını
kapatacak kadar parlak. Bir türlü yatamıyorum, yatsam uyuyamı-
yorum. Gözümü kapatsam da açsam da aynı nurdan cemali görüyo-
rum.
O geceden sonra bir yıl süre ile nerede olursam olayım, gözümü
kapatır kapatmaz Paşa Hazretleri o manevi vücudu ile, güzelliği,
haşmeti ve heybeti ile hep karşımda.
Paşa Hazretleri’nden ders aldıktan hemen sonra şöyle bir rüya
görüyorum: Dedem, Paşa Hazretleri ve babam üçü bir arada bu-
lunmakta iken dedem bize hitap ediyor ve:
—Yavrum, bizi hayatta iken görmediğine niçin bu kadar üzülü-
yorsun! Bak, Dede Paşa hayatta. Onu görmüş olmanın bizi gör-
mekten hiçbir farkı yoktur. Buna inan ve artık üzülmeyi bırak.
Diyerek bağlanacağımız kapıyı bize açıkça işaret ediyor.
Üzüm ve bağ ile, nisbet ile ilgili bir müşahedemiz de şöyle ce-
reyan etti: Dedemin veya Paşa Hazretleri’nin olan büyük bir üzüm
bağı oluyor. Bu bağda büyük bir çadır kurulmuş. Bu Paşa Hazretle-
ri’ne ait barigâh (çadır). Çadırın içerisinde mekânı, makamı var-
mış, orada yatar kalkarmış. Ziyarete gittim ki çadırın önünde bir
aslan var. O aslan ağzını açtığı zaman değil bir insan, bir köyü, bir
kasabayı bile yutacak cesamette. Mübarek Paşa Hazretleri bana
buyuruyor ki:
—Bağdan üzüm al, ye!
Ben de:
—Efendim, nasıl üzüm alayım! Bu aslan hemen insanı yutar.
Diyorum. Bu sefer buyuruyor ki:
—Bizden gafil olursan o aslan seni yutar. Bizden gafil ol-
mazsan da bir şey yapamaz.
Hâl olarak müşahede ettiğimiz bu âlemdeki aslan nefsi emma-
remiz, üzüm de Paşa Hazretleri’nin nisbetine işarettir.

