Page 312 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 312
Altın Silsile 295
Geceleri hiç uyuyamıyorum. Ama sabahleyin bütün gece uyu-
muş gibi dinç kalkıyorum. Mübareğe öyle gönlüm aktı ki ne mal ne
iş ne hayat, hiçbir şeyin önemi yok. Tek arzum onu görmek ve
onunla olmak.
Bir seneden sonra başka şeyler başladı. Gözümün önüne siyah
zemin üzerine Peygamber Efendim’izin ismi şerifleri yazılı büyük
büyük levhalar getirmeye başladılar. Bu levhalardan da kuvvetli bir
nur neşrolmakta ve bizi ihata etmekte idi. Bu nur ihatasında vücu-
dumuz ortadan kayboluyor, nura gark oluyorduk. Bir zaman da
böyle devam etti. Daha sonra, bir süre de bize kabristanları gezdir-
diler. Piri Tagi Hazretleri’nin Gavs-ı Âzâm (Hazretleri’nin), Ab-
dulkâdir Geylanî ile Şâh-ı Nakşibendi Hazretleri’nin bir arada gös-
terilen kabri şeriflerini ziyaret ettirdiler.
Bunlar olup biterken ne uyku hâlindeyim ne de uyanık durum-
dayım. Tarif edilemeyen, ikisinin ortası bir hâldeyim. Sonra sabah-
tan akşama, akşamdan sabaha kadar uyusam, hiç uyumamış gibi
abdestime sahip oluyorum. Bu arada Paşa Hazretleri bizim tahsili-
miz için binbaşı rütbesinde, sıhhatli, aslan gibi bir hoca tahsis bu-
yurdu. Bana Arabî ve Farisî dersleri ile ledünnî ilmini okutturdu.
Efendim, böyle bir yanda kabristan ziyaretleri, bir yandan Pey-
gamber Efendimiz’in isimlerini nur şeklinde aksettiren levhalar.
Arabî, Fârisî, ledünnî dersleri ile meşgul olup giderken, öyle bir hâl
oldu ki Allah’ı görecekmişim gibi bir his, bir bekleyiş içine girdim
ve -haşa, haşa estağfurullah- bütün bunların hâlıkı, yaratıcısı Paşa
Hazretleri imiş gibi geldi. Kendilerine buna göre bir sevgi, bir hay-
ranlık, bir bağlılık ve huşu duyduk.
Peygamber Efendimiz’in ismi şerifleri yazılı levhaları uzun süre
seyredip onların nuru ile ihata olmamız sonunda, Peygamber Efen-
dimiz’e de bir yakınlığımız oldu, sevgimiz arttı, ondan da istimdat
talep edebilir olduk.
Neticede öyle bir an geldi ki her an Allah’ı görecekmişim gibi
bir his içimi doldurdu.
Bir kuşluk vakti evimizde yalnızdım. Yüzüm Erzincan’a dönük
olarak oturuyorum. Her an biri gelecekmiş, ilk seste, ilk harekette
Allah’ı görecekmişim gibi kesin bir kanaat içinde o ânı bekliyo-

