Page 264 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 264
Aşk ve Mahviyet 259
Bütün bu nefsin arzularını gönülden atan çıkaran ne olur? Bu bir anda
da olur. Bu uzun bir zamanda da olur, kısa bir zamanda da olur.
O da artık insanın kabiliyetine göre. Alacağı göreceği hizmete göre,
alacağı himmete göre, daha da ihlâsına, müridin ihlâsına göredir.
Sermaye bu yolda heman
Teslim olup şeyhe inan
Sıdk ile Allah’a dayan
Gör olmaz mı ihsan sana
Bak, mesela bu tarikat bir adımdır, kırk adımdır, yüz kırk adımdır.
Bu tarikat bir dakikadır, bir saattir, bir gündür, bir haftadır, bir aydır,
bir yıldır, on yıldır, kırk yıldır. Değil mi? Bu da nedir? Bu da eğer bir
Evliyâullah’ın nazarına uğradıysan. Onun için Mevlânâ buyurmuş,
Yek nazar eylese arif-i billâh
Aslı kemhareyi mücevher eyler
Arif-i billâh, Allah’tan ayık olan. Yek nazar, yani Farisi’de yek bir
demektir. Bir nazarda, bir bakışta, kara taşa bir bakarsa, onu
mücevher altın yapar, diyor.
Kara taştan mana işte bizim mülevves, kirlenmiş, paslanmış, masiva
kirleri ile dolmuş olan kalbimizdir. Onu bir bakışta, bir nazarda, onu
ne yapar? Siler atar, mücevher altın yapar. O kararmış, katılaşmış,
sertleşmiş, pis mülevves olmuş kalbimizi ne yapar? Siler temizler,
genişletir, aydınlatır, evet teslim eder. Bir nazarda da oluyor. İşte Sâlih
Baba böyle bir nazara uğramış.
Pîr-i Sâmî tuttu destim sakiyi sahba gibi
Yek nazarda aklım aldı dilber-i rana gibi
Varlığım dağını deldi açtı vuslat rahını
Bir nefeste cuşa geldi şehr-i dil derya gibi
Bir nefeste bir nazarda diyor benim kalbimi derya etti. Şehr-i dil de
burada dil şehri kalptir. Kalbimi derya etti, derya gibi kalbime bir ilim
aktardı.
Vahdetin sırrını duyup yağmaya verdim gönlümü
Dost göründü her taraftan aynıma leyla gibi