Page 153 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 153
Tasarruf 141
Kalabalığı görünce “Eyvah, bunlar bizi mahvederler.” dedik.
Efendim Hazretleri’ni kalabalığın önünde arabadan indirdik. Efen-
dim ellerini şöyle kavuşturdu ve:
˗ Bunlar beni kaçırdı ya!
deyip gülümseyerek yürüdü gitti. Biz “Eyvah! Efendim bizi ihbar
etti. Bizi kesin oraya yıkarlar, döverler, en azından laf sayarlar.
Şimdi ne yapacağız?” diye düşünüyorduk. Fakat herkes Tekke’ye
doğru yöneldi. Bu arada Mazhar Ağabey yanıma geldi, “Mehmet
Aliciğim, bize de dua et.” dedi ve gitti. Biz de “İyi! Çok şükür sopa-
dan kurtulduk.” dedik.
Sonra yukarı çıktık, abdest aldık. Akşam namazını kılacağız.
Efendim Hazretleri de hane-i şerife geçti. Daha sonra hanımlar tara-
fından öğrendik ki Hacı Anne içeri girer girmez Efendim’e veryan-
sın etmiş:
˗ Sen kocaman adamsın. Bu çocuklara niye uydun? Hepimi-
zin yüreği ağzına geldi. Dışarılara çıktık, saatlerdir seni göz-
leriz. Sen ne ediyorsan!
Efendim de:
˗ Hacı Hanım, üç tane delikanlı! Yıkanmışlar, abdest almış-
lar, elbiseleriyle hazırlanmışlar, beni götürmeye gelmişler.
Kırsa mıydım?
Efendim Hazretleri öğrencilerin her türlü nazlarını çekiyor,
onlara “ileride hizmette kullanılabilirsiniz” diyordu.
***
Yine bir gün Boral’dayız. Bu seferki kaçırma değil. Efendim ara-
bamıza bindi, birlikte İncek’e gideceğiz. Arabada Yunanistanlı Ha-
san da var. Dere tepe gezme değil, normal gidiyoruz. Efendim yine
gazel okudu. Muhabbetli bir ortam vardı. Hava da hafif sıcaktı. Bi-
rimiz Efendim’e peçete mendil vermek istedi. Efendim “Bende var”
dedi ve hepimize birer tane dağıttı. O zaman 1991 erken genel seçim
propagandalarının yapıldığı ve her yere bayrakların asılı olduğu bir
zamandı. Seçime ANAP, DYP, SHP ve Refah Partisi girecekti. Mü-
barek gayet muhabbetli bir şekilde tebessümle ön camdan yukarı,
bayraklara doğru baktı ve: