Page 162 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 162
150 Gülden Bülbüllere
gideceğim” dedi. “Beni de götür” dedim. Önce biraz isteksiz
davrandı, sonra “Hadi, gel gidelim” dedi, geldik.
dedi. Biz:
˗ Yolda sana bir şeyler anlattı mı?
diye ikinci bir soru sorunca:
˗ Biraz bahsetti. “Bizim yolumuz muhabbet yolu, her çeşit in-
san olur, cezbeye gelenler olur. Allaaaah diye bağıranlar
olursa korkma, aşktandır. Aman karşı çıkma, çorbanı iç, bir
şeye karışma. Gidip, gelelim.” dedi.
diye cevap verdi. Biz de:
˗ Hoş gelmişsin. Bu kapı çok büyüktür. Teyze oğlun seni
önemli bir yere getirmiş. Hazret-i Pir çok büyük bir evliya-
dır. Burası kalabalık. Yatak ihtiyacınız olursa haberimiz ol-
sun. Size yatak sereriz, istirahat edersiniz. Keyfinize bakın.
dedik.
O gece İncek’te kaldık. Gece boyunca dışarıdan gelenler oldu.
Ertesi gün cumartesi sabah kahvaltıdan sonra Efendim teşrif etti. Sa-
lon kalabalıktı. Salonda teveccüh öncesi daha çok eski ihvanlardan,
vekillerden ve değişik bölgelerden gelen ihvanlardan oluşan bir ce-
maat vardı. Ali Ayçicek Ağabey, Erzurum’dan Sıddık Ağabey ve
Çankırı’dan bazı ihvanlar da oturuyorlardı. Efendim’e ve ihvanlara
çay verdik. Çok dingin bir hava vardı. Efendim sohbet etmeye baş-
layıp “Bizim nispetimizde aşk ve muhabbetle, cezbe yoluyla daha
seri bir şekilde terakki edildiğini” ve “mürşidin tasarruf ederek mü-
ridinin iradesini cereyana kapılmış gibi alıp onu terakki ettirdiğini”
söyledi. Bir ara sükût oldu ve Avusturya’dan Bayburtlu Servet Ağa-
bey gazel okumaya başladı:
Yüzgeçliği öğrenmeyen kul girmesin bu deryaya
Aşk deryası dipsiz olur acep bulman battığını
Gazel böyle devam ederken ihvanların arasında hareketlenmeler
başladı. Baktık, birisi oturduğu yerde iki dizinin üzerinden Allaaah
diyerek öyle bir havalandı ki sonra pat diye yere düştü. Daha sonra
kalktı, aynı hareketi tekrar ve daha şiddetli bir şekilde yaptı. Yine