Page 192 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 192
180 Gülden Bülbüllere
Remzi Öd
İstanbul ihvanlarından Şahin Bey’in Kapalıçarşı’daki dükkânının
üst katı hatme yeriydi. Efendim Hazretleri haftada bir gün orayı
teşrif eder, sohbet eder ve ardından hatme yapılırdı. Şahin Bey
cömert bir insandı. Fakir, gariban ihvanlara para dağıtırdı.
Şahin Bey özel aracıyla Abdurrahim Efendim Hazretleri’ni
umreye götürüyor. Yanlarında başkaları da var. Suriye sınırına
gelince Şahin Bey pasaportları toplayıp Suriye görevlisine
götürüyor. Suriyeli subay Efendim Hazretlerinin fotoğrafını
görünce:
˗ Bu kişi şu an nerede?
diye soruyor. Şahin Bey “Acaba bir sıkıntı mı var?” diye korkuyor.
Sonra subayın Efendim’i görmek istediğini anlayıp onu Efendim’in
yanına götürüyor. O subay Efendim Hazretleri’nin yanına gelince
Efendim Hazretleri’ne askerî bir selam veriyor ve:
˗ Efendim, bir haftadır hiç eve gitmeden burada sizi bekliyor-
dum. Hoş geldiniz.
diyor. Sonra diğer görevlilere “yolu açın!” diye emir veriyor. Daha
sonra Efendim’e dönüp:
˗ Geçebilirsiniz Efendim, hayırlı yolculuklar.
diyor. Şahin Bey sınırı geçtikten sonra merakla:
˗ Efendim bu kimdir?
diye soruyor. Efendim de:
˗ Bizim böyle bilinmeyen sevenlerimiz vardır.
buyuruyor. Bunun üzerine Şahin Bey:
˗ Efendim, biz yanınızdayız. Ama hiçbir şeyden haberimiz
yok. Çok uzaklarda olanlar nelere vakıf!
diyerek hayıflanıyor. Salih Baba Divanı’nda ne güzel söylemiş:
Kemal ehli dahi çoktur mürîdi
Olubdur her biri asrın ferîdi