Page 201 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 201

Tasarruf                                                189

          demiş. Hacı Mazhar Amca da:
              ˗  Efendim, Harun Hoca’yı biliyorsunuz!
          diyerek affımı istemiş. Efendim:
              ˗  Neyse, Hacı Efendi’nin yüzü suyu hürmetine affettim onu.
          demiş ve sarığı tekrar paketine koymuş. Sonra Seracettin Amca’ya:
              ˗  Götür, bunu ona ver.
          demiş. Seracettin Amca sarığı almış, Bursa’ya dönmüş. Ertesi gün
          akşam Seracettin Amca’nın oğlu Akiflerde hatmedeydik. Seracettin
          Amca geldi ve bana:
              ˗  Efendim seni tarikattan attı.
          dedi. Ben de “Elhamdülillah” deyip:
              ˗  Başka bir şey dedi mi?
          diye sordum. Efendim’in son sözü hariç olmak üzere olan biteni an-
          lattı.
              ˗  Başka ne dedi?
          dedim.
              ˗  Bu sarığı sana geri gönderdi.
          dedi. Neyse, aldım sarığı. Ama bu sefer sarığı alırken elim titremeye
          başladı. Sarığı koyduğum odaya rahat rahat girip çıkamadım. Efen-
          dim Hazretleri odadaymış gibi hissetmeye başladım.
            Bir ay kadar sonra Efendim Bursa’yı teşrif etti. Tabii ben suçlu-
          luk hissediyorum. Efendim’e zahiren görünmeden kenarda, kıyıda
          bir yerlerde bekliyorum. Efendim salona girdi, oturdu mübarek. Ben
          içeri girmedim, koridordaydım. Sonra gazel okumaya başladım:
                  Kusurum çok, velakin eylerem affın ile fahrin
                  Senin şanındır affetmek günahım sen safa geldin
            Efendim o gazeli duyunca:
              ˗  Gel canım, gel.
          dedi. Sonra “Aldırırlar da, verdirirler de” gibi bir şey dedi. Nasıl
          oldu  hatırlamıyorum  kendimi  Hazret-i  Pir’in  kucağında  buldum.
          Ondan sonra tekrar eski hâlimize döndük.
   196   197   198   199   200   201   202   203   204   205   206