Page 198 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 198
186 Gülden Bülbüllere
Harun Turhan
Hatırladığım kadarıyla yıl 1988’di. Efendim Bursa’yı teşrif etti
ve bir hafta kadar kaldı. Ben de Efendim’e eşlik etmeye, hatta Efen-
dim’in kaldığı evde kalmaya başladım. Gidip gelmelerimizi Hacı
Numan Amca’nın arabasıyla yapıyorduk.
Efendim Bursa’nın Emir Sultan semtindeki üst katı inşaat
hâlinde olan iki katlı bir evin alt katında teveccüh yapacaktı. Tevec-
cüh sabahı ihvanlar toplanmışlardı. Efendim’e yukarıda abdest al-
dırdım. Bana:
˗ Aşağıya in, “estağfurullah” nidası çek.
dedi. Ben de aşağıya indim ve kapının yanında oturdum. Gözlerimi
yumup Efendim’in buyurduğu gibi “estağfurullaaaaah” nidası çek-
tim. Efendim Hazretleri bir geldi ki hiç kimse gözünü kapatmamış!
Ama benim gözlerim yumuk olduğu için hiçbir şeyden haberim yok.
“Yumalım gözleri” dememişiz. Mübarek celallendi ve kendilerine
nasıl bir hâl geldiyse, o hâldeyken bana bir tane vurdu.
Teveccüh bitine kadar orada ayakta durdum. İstanbul ihvanı göz-
lerini açmış. Onlara biraz kızdı, sonra herkes gözlerini yumdu. Te-
veccüh bitti. İhvanlar ortamı boşalttı. Derken baktım, Efendim’in
odasında bir sarık var. Güya Efendim sarığını unutmuş! Ben de sa-
rığı alıp cebime koydum. Teveccüh sonrasında evden ayrıldık. Ha-
tırladığım kadarıyla Efendim teveccühten sonra üç gün daha
Bursa’da kaldı. Akşam oldu, hatmeye oturacağız. Efendim:
˗ Benim sarığım kayıp. O sarık bana Paşam’ın hatırasıdır, bu-
lun getirin!
dedi. İhvanlar kalktılar, birbirlerine “Sen mi aldın?”, “Sen gördün
mü?” gibi sorular sormaya başladılar. Ben de Efendim’in dizinin di-
bine oturdum, taş dağıtacaktım. Hatme hazırlığı yapıyor, taşları sa-
yıyordum. Bu esnada Efendim ısrarla:
˗ Benim sarığımı getirin!