Page 207 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 207
Tasarruf 195
Savaş Şahin
1979 yılında ara seçimler vardı. Eski Sağlık Bakanı Cengiz Gök-
çek, Lokman Abbasoğlu ve Mustafa Tablu’nun da içinde olduğu 8-
9 arkadaş ile birlikte Erzincan’ın Otlukbeli beldesine gittik. Dönüşte
de Ali Osman Karahan’ın köyü olan Tiftik köyüne geldik. Yemek
yedik. Sohbet bittiğinde gece saat iki idi. Arkadaşlar:
˗ Gece yol güvenlik açısından sıkıntılı olur. Erzincan’a döne-
lim. Burada yatmayalım.
dediler. Mustafa Tablu da:
˗ Otele gitmeyelim o zaman! Gidip Efendim’i ziyaret edelim.
Bir saate gidersek sabah da orada oluruz.
dedi. Aramızdan biri:
˗ Ya, gece vakti bu saatte o Zat-ı Muhterem nasıl ayakta ola-
cak? Bir de bizi karşılayacak!
dedi. Mustafa Tablu birden cezbelendi ve:
˗ Ben bizim kaç kişi gideceğimizi bilmeyen, bizim buradan
gittiğimizi bilmeyen, bizi karşılamayan mürşide mürşid mi
derim!
Bu iddialı kelamın üzerine kalktık, Erzincan’a doğru yola çıktık.
Dergâhın kapısından içeri girdik ve bir de baktık ki Efendim Haz-
retleri paçaları sıyrılmış bir hâlde ayağında takunya ve elinde ibrikle
bekliyor! Bizi görünce:
˗ Beyim, nerede kaldınız? Bir saattir sizi bekliyorum.
dedi. İçeriye girdik. Biz dokuz kişiydik, bir tepside bardaklar dizi-
liydi ve çay hazırdı. Herkes bardakları saymaya başladı. Baktık tam
dokuz bardak var! Mübarek Efendim çay hizmetini yaptı, sabah na-
mazı kılındı ve sonra sohbet oldu.
O gelenlerin içinde ilahiyat kökenli İslam Ekonomisi ile ilgili
doktora çalışması yapan bir arkadaşımız vardı. Sohbet esnasında
Efendim Hazretleri’ne şunu sordu:
˗ Efendim, ben İslam Ekonomisi üzerine doktora yapıyorum.
Siz bu konuda ne buyurursunuz?