Page 212 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 212
200 Gülden Bülbüllere
görmüş. Adama o yüzden kızmış. Hatme de bittikten sonra Efendim
Hazretleri Hüsamettin Efendim’e:
˗ Hacım, müsaade et de mürşidi bu hatmede misafir ediyoruz.
Onu tanımadın sen, kim olduğunu da bilmedin!
buyurdu. Yani “Daha iyi ya! Bak adam bizim ayağımıza geldi. Niye
kızıyorsun?” demek istedi.
Efendim bunu deyince o adam mahcub oldu ve ağladı. Efendim
Hazretleri’nin elinden öptü. Sonra görüşürken Hüsamettin Efendim
de ağladı. Sarıldılar ağlaştılar. Hüsamettin Efendim:
˗ Ne yapayım, o kadar kıskançlık var ki yani kimseye taham-
mülümüz kalmadı artık. Emaneti versek de gitsek!
dedi (Zaten çok geçmeden Hüsamettin Efendi emaneti teslim etti).
Efendim Hazretleri bana:
˗ Sen mi getirdin?
diye sordu.
˗ Ben getirdim Efendim.
dedim ve “Hadise böyle oldu” diyerek olanları anlattım. Efendim:
˗ Aldığın yere götür. Gelmek isterse her gün bunu getir.
buyurdu. Adam ayakkabılarını giymek için dışarıya doğru çıkınca
Efendim tekrar:
˗ Ta Adana’dan bizi görmüş. Adamın keşfi açık.
buyurdu. Meğerse bu adam Adana’da Ziraat Fakültesi Dekanı ve
Samî Efendi’nin halifelerinden bir tanesiymiş. Rüyasında Abdurra-
him Efendim’i görmüş. Orada Erzincanlı olduğunu da söylemişler.
Erzincan’a geliş sebebi de Abdurrahim Efendim’i görmek, ziyaret
etmekmiş. Kendisini Caminin oraya geri götürdüm. Adam:
˗ Beni otogara götür. Ben muradıma erdim.
dedi. Helallik aldı, döndü gitti. Biz istihbarattan çekiniyorduk, ama
manevî âlem kendi devranını sürdürüyordu.