Page 275 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 275
Tasarruf 263
Servet Cavaklı
1995 ya da 1996 yılıydı. Hatay Yayladağı’nda uzman çavuştum.
Ancak uzman çavuşluktan bıkmıştım. Sürekli olarak operasyona,
pusuya gidiyordum. Efendim Hazretleri Tepecik’teydi ve ben de
onu ziyaret etmeye gittim. Yanında rahmetli Muzaffer Hoca vardı.
Efendim’in görevi bırakmama izin vermesini sağlamak amacıyla
ayaküstü:
˗ Efendim! Uzman çavuşluk yaparken dersimi ve hatmemi
yapamıyorum, namazlarımı kılamıyorum, Cuma’ya da gide-
miyorum.
diyerek bütün mazeretlerimi sıraladım. Sözüm bitince bana:
˗ Bu kadar mı?
diye sordu. Ben de:
˗ Evet Efendim, bu kadar!
dedim. Efendim Hazretleri:
˗ Benim kıldığım namazların, tuttuğum oruçların, yaptığım
hatmelerin hepsinin sevabı senin olsun. Haydi, doğru göre-
vine git.
dedikten sonra:
˗ Tamam mı? Başka bir şey istiyor musun?
diye sordu. Ben:
˗ Yok Efendim, başka bir şey istemiyorum.
dedim. Efendim de:
˗ Haydi, yolun açık olsun.
buyurdu ve çıkıp gitti. Ondan sonra Muzaffer Enişte:
˗ Ya, sen ne yaptın? Ne biçim bir şey bu? Daha hayatta ben
Efendim’in böyle bir söz söylediğini duymadım. Mübarek
olsun.
dedi. Ondan sonra Tepecik’ten ayrıldım ve görevime devam ettim.