Page 232 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 232
Altın Silsile 215
Ubeydullah Ahrar Hazretleri dünyadaki en büyük noksanlığım
benim evliliğimdir diyor. O zaten büyük zât ama yine onu kendisi-
ne noksanlık görüyor. Ama biz onu anlayamayız.
Bir de buyuruyor ki: “Bir defa Allah demek bin ömürden hayır-
lıdır”, Bu hangi Allah demek?
Ruhunun Allah demesi, nefsinin değil.
Nefsi bin defa Allah dese, ruhu bir defa Allah dese. Ruhu bir
defa Allah demek nefsi yüz bin defa Allah demekten daha kıymet-
lidir.
Nefsi Allah diyor bunu kendi iradesiyle, kendi varlığıyla söylü-
yor. Ama ruhun Allah demesi kendi varlığı, kendi iradesi gidiyor.
Ruh Rabbinin emrindedir. “Gulirruhü min emri rabbi”. Onu Allah
dediriyor veya Allah diyor. (26.9.1991 6B)
…
Hace Ubeydullah Ahrar Hazretlerinden bizim nispetimiz geliyor.
O da ne yapıyormuş? O da böyle fakirlere, bilhassa ağır hastalara
bakarmış. Bir gün üzerinde para bulunmamış. Bir adamı perişan
görmüş.
—Niye böylesin? Aç mısın? Demiş. Adam da:
—Açım, demiş.
Almış aşçıya girmiş. Parası yok mübarek. Demiş ki:
—Bu sarığımı al, karşılığında bunun karnını doyur, açmış.
Başının sarığını vermiş, onun karnını doyurmuş.
Hace Ahrar hazretlerinin ameliymiş; dışarıdan şehre gelen ga-
riplere tanısın tanımasın, kim olursa olsun, illâki onlara yedirecek,
içirecek, ikram edecek. Onlardan dua talep ediyor. Bunu amel
edinmiş. Bir gün de köylünün bir tanesi -namaz, abdest yok, terk-i
salat- affedersiniz merkepleriyle galle (buğday) getirmiş, şehirde
satmış veya boş çuvallarını almış gidiyor.
O anda da bir dalgınlıktaymış. Bunların dalgınlığı öyle maddi-
yat, dünya için değil. Belki de o an için bir vecd âlemine geçmişti.
O muhabbetin fazla gelmesinden dolayı bir sarhoşluk, bir mestlik
meydana gelmiştir. O hal ondan geçtikten sonra aniden gözünü