Page 109 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 109
Tasarruf 97
˗ Sayın müdürüm, babanız mı?
diye bir soru sordu. Ben de:
˗ Hem babam, hem annem, hem hocam, her şeyim. İlk Kur’an
dersini kendisinden aldığım Hocam.
dedim. Tabii onların tamamı tasavvuf, tarikat düşmanı insanlardı.
Hepsi oturdular, hâl hatır sordular. Birlikte çay içtik. Efendim de
onlarla konuştu, hâl hatır sordu. Onlar gider gitmez Efendim bana:
˗ Hocam, bu kadınlar ya da bunun gibiler size ellerini uzata-
bilirler. Siz onlara elinizi uzatmayın, ama size elini uzatan-
ların ellerini havada bırakmayın. Fakat onların ellerini bir
bacımızın, bir kardeşimizin, bir büyüğümüzün, bir annemi-
zin elini tutar gibi tutun. Hocam, bak, Amasya’nın en büyük
okulu burası. Dedikoduya sebep olur. Sizi bu görevde barın-
dırmazlar. Sen “Burada başaramadım” dediğin zamanlarda
bile belki pek çok şeye engel oluyorsun da senin haberin
yoktur.
dedi.
Ben o zamana kadar kadınlara hiç elimi uzatmıyordum. İmam-
Hatip’te kadın bir taneydi, ama Amasya Lisesi’nde 202 öğretmenin
nereden baksanız 100 tanesi kadındı. 14 müdür muavininin 2 tanesi
kadındı. Ben tokalaşmak için hiçbirine el uzatmıyordum. Fakat
Efendim’den duyunca baktım ki bu bakış açısı farklı. Efendim bana
orada böyle özel ve çok farklı bir ders vermiş oldu. Efendim orada
“Önemli olan Hakk’a, insanlara hizmettir.” dedi.